Nisa 34 kuranda kadına şiddet? (tüm detaylarıyla)

Belkide, sorgulamamın en uzun sürdüğü ve en çok fikir değiştirdiğim ayetlerden birisi budur. Önceleri (Arapça öğrenmeye başlamadan önce) genel olarak bilinen yorumları yapıyor, "darb" fiiline "çıkarmak, bırakmak," şeklinde manalar veriyordum. Ancak, bilgi sahibi olunca, bu yorumların zorlama olduğunu fark ettiğimden, vazgeçtim. İsteyenler bu manaları savunabilir, "zorlama" yorum olduğu için âyette yazılanı değil, yazılmasını istediğimiz manayı verdiğimizi görüyorum. Bu yüzden ayeti olduğu gibi bütün bir şekilde açıklamaya karar verdim. Bize düşen, ayetlerin mantığını anlamak ve mantıksal temeller üzerinden açıklamak olmalı; olmayan manaları kelimelere yükleyip, insanların istediği manayı vermek olmamalıdır. Unutmayalım: İslam fıtrat dinidir. Kuran'da fıtrata ters hiçbir emir yoktur. 'emrinize itaat etmeyen kadına şiddet uygulamak' elbetteki fıtrata, vicdana ters bir eylemdir. Nisa 34. Ayetin konusu da bu değildir. Bütüncül olarak ele alırsak neyden bahsettiğini daha iyi anlayacağız.
Lütfen, yazımı sonuna kadar okumadan yorum yapmayın.


En büyük yanılgı, bu ayetin Eşler arası geçimsizlik ile ilgili olduğu düşüncesidir.

Tegabun 14 "Ey inananlar! Eşlerinizden size düşman olanlar vardır. Onlardan sakının. Eğer affeder, hoşgörür ve bağışlarsanız, o halde Allah da bağışlayan ve Rahimdir"

Yani "hanımın sana düşman bile olabilir, onu affet" diyor.

Nisa 19 "kadınlarla iyi geçinin, eğer onlardan hoşlanmazsanız, bilin ki; hoşunuza gitmeyen bir şey çok hayırlı olabilir"

Bunları diyen Allah "itaat etmezse döv" der mi sizce?

Bu ayetlerden ve ayetin kendi bütünlüğünden anlayacağımız üzere ayetin geçimsizlik veya itaatsizlik ile hiçbir ilgisi yoktur.

Ayeti kısım kısım inceleyelim;

"Allahın birbirlerinden farklı kılması ve mallarından infak etmelerine karşılık, erkekler kadınların üzerinde GÖZETİCİDİR"

"kavvem = قوام" kelimesi "GÖZETİCİ; koruyucu, kollayan" mânâsına gelir. Gelenekte ilk hata, buraya sanki "hukkem=حكام" yazıyormuş gibi "hakim" manasını vermekle başlıyor. Böylece ayet, "kocasına itaatsizlik eden kadındandan bahsediyor" gibi anlaşılıyor. Halbuki ayet, tamamen kadını korumayı, gözetmeyi, desteklemeyi hedefliyor, kadının başına gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı koruma görevini erkeğe veriyor. Ayetin tamamı bununla ilgilidir.

"o halde iyi kadınlar; Allah'a itaatkar olurlar..."

 "itaatkar kadınlar" olarak meal edilen "kanitat =قانتات" kelimesi, kuran'da "Allah'a itaatkar kadınlar" manasında kullanılır. Örneğin: Ahzab 35 "inanan erkekler ve inanan kadınlar, İTAATKAR ERKEKLER (kanitin=قانتين) İTAATKAR KADINLAR (kanitat=قانتات)"

Buradaki, "inanan erkekler ve inanan kadınlar", nasıl "Allaha inanan erkekler ve kadınlar" manasında ise, aynı şekilde "itaatkar erkekler ve itaatkar kadınlar" ifadesi de, "Allaha itaatkar erkekler ve kadınlar" manasındadır. Bundan dolayı Nisa 34 'de geçen aynı ifade "kanıtat =قانتات" Allaha itaatkar kadınlar anlamındadır 🙂
Eşler, sadece Allah'a itaat ederler. Birbirlerine değil, birbirleriyle sadece istişare ederler. Şura 38 "onların işleri, aralarında istişare iledir"

Eğer, burdaki "itaatkar kadınlar" ifadesinin, erkeğe itaat olduğunu kabul etsek bile, buradaki itaat, kadının kendisini koruyan erkeğe, koruma hususunda itaat etmesidir; erkeğin keyfi emirlerine değildir. Çünkü atıf "gözetmekle yükümlü" erkeklere gidiyor. Örneğin, erkek, kendi eşini tehlikeye atmaması konusunda uyarıyor, onun başına gelecek tehlikeleri fark ettiği için kendisini uyarıyor. Kadının bu konuda erkeğe itaat etmesi istenir.

"... Allahın kendilerini korumalarına karşılık, gayb'ta/yalnızlıkta kendilerini (can ve namusunu) korurlar"

İyi kadınlar, kendilerini gözeten birileri olmasa dahi, başlarına gelebilecek her türlü tehlikeye karşı kendilerini (can ve namusunu) korumakla sorumludur.

"...nüşuzundan korktuğunuz kadınlara..."

Ayetin bu kısmına kadar, kadınların korunması, Allah'a itaatkar olması ve kendilerini korumaları gerektiği anlatılıyor ve bu özelliklerin "iyi kadınların özelliği" olduğundan bahsediliyor.
 İyi kadınlar: "korunan, Allah'a itaatkar ve yalnızken de kendilerini her türlü tehlikeye karşı koruyanlar" ise,

 nüşuz eden kadınlar da, tam zıttı: "korunmayan, Allah'a baş kaldıran, dik başlılık yaparak canını ve namusunu korumayan, tehlikeye atan, iffetsizlik yapan" kadınlardır.

Biraz düşünelim: Nisa 34. ayet gereğince, bir erkek kendi eşini korumakla görevlidir. Ancak eşi dik başlılık yaparak, bu erkeğin onu koruması konusunda baş kaldırıyor. Örneğin erkek "gece geç saatlerde ıssız sokaklarda tek başına yürüme. Başına bir şey gelebilir." diyor. Kadın ise dik başlılık yaparak bu sözü dinlemiyor, kendisini tehlikeye atıyor, yani ayete göre "nüşuz" ediyor. İşte! Bu durumda bir erkeğin neler yapması gerektiği anlatılıyor. Çünkü bunun önlemi alınmazsa, kadın çok daha büyük tehlikeler ile karşılaşabilir. Ayetin amacı kadını korumaktır. Bilinçli bir kadın, bu Ayette anlatılan "nüşuzu" kesinlikle yapmaz. Eğer yaparsa, neler yapılması gerektiği açıklanıyor..

".. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara gelince:"

Ayetteki "korktuğunuz" yani "tehafun =تخافون" kelimesi, geniş zaman fiil olduğundan "devam eden, giderek artan bir korku" manasındadır. Bundan dolayı âyette verilen üç emir de, aşama aşamadır... Bundan dolayı parantez içinde "önce, sonra" yazılabilir.

"Onlara öğüt verin, (eğer halen kendilerini tehlikeye atıyorlarsa) yatakları ayırın, (halen de kendilerini tehlikeye atıyorlarsa) vurun"


Nüşuz eden/kendisini korumak yerine dik başlılık yaparak kendini tehlikeye atan kadın halen buna devam ediyorsa, verilen emir budur. Kendisini koruduğunuz/gözettiğiniz bir çocuğunuzu düşünün: ateşle oynuyorsa uyarır, devam ediyorsa biraz daha farklı tepki verir, hatta daha büyük bir zararı kendisine vermesin diyerek iki tokat bile atarsınız. Bu onun iyiliği içindir, sizin değil. Eğer bir şeyler kendisini caydırmazsa, çocuk halen ateşle oynamaya devam eder, kendisine kalıcı daha büyük zarar verebilir. Âyette anlatılan şey de budur. Normal (iyi) bir kadın, zaten nüşuz etmez/kendisini tehlikeye atmaz. Ancak dik başlılık yaparak kendisini tehlikeye atarsa onu bu yoldan alıkoymak gerekir. Eğer, devam ederse öldürülebilir veya tecavüze uğrayabilir. Buradaki amaç da kadının başına felaket gelmesini önlemektir.

Akla şu soru gelebilir: peki vurmaktaki ölçü?

Ayetin amacı, erkeğin kadını koruması olduğundan dolayı, bir koruyucu, gözetmekte olduğu birine yaptığı uyarı ve diğer yöntemler sonrasında hatasında devam eden birine, nasıl incitmeden, yanlışından alıkoymak maksadıyla vuruyorsa, burdaki de aynı şekildedir. Kuranın birçok âyette "haddi aşmayın, Allah haddi aşanları sevmez" dediğini hatırlayalım (Araf 55, bakara 190 gibi)

Ayetin mesajı anlaşıldı ise, eleştirilecek hiçbir yönü yoktur. Çünkü ayetin ne eşlerin arasında bir geçimsizlik ile ilgisi var, ne de erkeğin kendisinin çıkarına olan bir şey var. Tamamen kadını korumaya yönelik bir ayettir.

"eğer (nüşuz etmemek hususunda) itaat ederlerse, onlara karşı bir yol aramayın"

Yani, kadın kendisini tehlikeye atmaktan vazgeçti ise, herhangi bir yol aranmaz.
Eşler arası olabilecek herhangi bir sıkıntıda, bu yöntemler uygulanmaz. Çünkü başta dediğim gibi, kuran "kadınlarla iyi geçinin." (Nisa 19) der. "hatalarını başlarına kalkmayın" (Tegabun 14) der. Eşler arası geçimsizlik durumlarında kuranın verdiği emir budur "hatları affedin, görmezden gelin, başlarına kalkmayın"
#bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden

Yazılış tarihi: 23 Eylül 2018 
Hubeyb Öndeş 

Pdf link: http://m.yollayap.com/bbtc/1537903735272.pdf

6 yorum:

  1. İçimde hiç tereddüt kalmadı. Yorumlarınızın devamını bekliyorum. Allah yardımcınız olsun.

    YanıtlaSil
  2. İçimde hiç tereddüt kalmadı bu konuda. Yorumlarınızın devamını bekliyorum. Yolunuz açık olsun Allah yardım etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çocuk nasıl kıvırıyor hiç mi görmüyosun? hiç mi aklına şu soruyu sormak gelmiyor: peki ya erkek hata yaparsa?? kuran sadece erkekler için bir erkek tarafından yazılmış kadın düşmanı bir kitaptır. herhangi bir yaratıcı ile uzaktan yakından alakası yoktur!

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. önceki yoruma birşey katmayı unuttuğum için sildim. bu blog sistemi yorumu editleme imkânı vermiyor!
    üstad amma kıvırmışsın ha. senin uydurmalarının hiçbiri o ayette yazmıyor! yani bu yazdıklarının hepsi senin kendi fantezin! benim için yenilik: darabe fiilini 'çıkarmak' 'bırakmak' olarak tercüme etmeyi bırakmışsın! demek sen de bunun ne kadar gülünç bir tercüme olduğunu sonunda anladın, ya da anlattılar! bilgi sahibi olunca bu yorumların ne kadar zorlama olduğunu farkettim diyosun ve bu sefer 'vurma' fiilini kılıfa sokayım diye zorlanırken iyicene batıyorsun!! şu yazdığını okuyunca inan sen 'vurma' fiilini zorlarken altına ediyorsun ben de okurken gülmekten altıma ediyorum!
    Ayrıca bu zorlama tefsirin ile kuranın ne kadar ataerkil ve kadın düşmanı olduğunu da bizzat kendin itiraf ediyorsun! Demek kadın mal gibi erkeğin gözetimi altında tutulmalı ve 'nüşuz' sadece kadınlara mahsus öyle mi? Hiç erkek hata yapmaz ve ayetin dediğinin tam tersi olamaz öyle mi? Burada kadın hatalııysa vur diyen bir yaratıcı acaba neden erkeklerin hatalarına değinmez?..
    Bir de 'sorgulayan müslüman' diye geçiniyorsun! Besbelli ayetleri nasıl kılıfa sokarım diye açıklama arayışındasın. Bu kılıfların ne kadar gülünç olduğunun farkında bile değilsin, sadece bir şekilde uydurduğunu sandığın kılıf ile kendi sırtını sıvazlıyorsun..
    Sen sorgulayan müslüman felan değilsin! Sen inanmak isteyen müslümansın, inancını kaybetmemek için elinden geleni yapan ve hayal dünyalarında yaşamayı tercih etmiş bir müslümansın.
    Ama var ya olan kadınlara oluyor! Sizin cici bici görmek istediğiniz ve görmek istediğiniz gibi satmaya çalıştığınız bu zehirin gerçek etkilerini kadınlar hissediyor!
    Eğer o Allah varsa ve kuranda göründüğü gibi kibirli ve öfkeli ise vay siz ayet bükücülerin ve böylece Allahın sözlerini saptıranların haline! Sonunuz CEHENNEM!! bunu bilesiniz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erkek nüşuzu yok mu? Kuran'ı okuduğundan emin misin seni level 1 ateist? Nisa suresini okurken hiç denk gelmedin mi 128.ayetine? Bu ayet açık. Hubeyb güzel açıklamış, doğru açıklamış. İyi kadınları anlatıyor, nüşuz yani iyiliğin tersini yapanlara gelince yapmamız gerektiği anlatılıyor. Ve bu da ilk başta öğüt vermekle başlıyor, yine olursa yataklarda yalnız bırakın diyor. Yine olursa da dövün diyor. Bu ayetin iniş sebebine baktığımızda şunu görüyoruz: Karısını döven bir kişi hakkında inmiştir. Bu hususta Hasan-ı Basri diyor ki: "Bir adam karısını dövdü. Kadın Resûlüllah’a gelip kocasını şikâyet etti. Resûlüllah da kocasına kısas uygulamak istedi. Bunun üzerine Allah bu ayeti indirdi. Resûlüllah adamı çağırıp âyeti ona oku du ve buyurdu ki: "Ben bir şey yapmak istemiştim ama Allah daha başkasını diledi."

      Sil