Mülk 5, Saffat 6 bilimsel hata iddiasına cevap |şeytanlara atılan yıldızlar? |en yakın gökteki yıldızlar

Mülk 5 ve Saffat 6 ayetlerinde bilimsel hata iddiasına cevap veren müslüman sayfa pek görmedim maalesef. Bu konuda kısaca, kaynaklarıyla birlikte açıklama yapalım.

Konuyla ilgili Videomu izlemek için;
https://youtu.be/VnVLVO_QYuU



Hata iddiaları;
1- yıldızların şeytanlara atıldığını zannediyor 
2- yıldızların en yakın gökte olduğunu zannediyor. 

Öncelikle ayetlere bakalım;
Mülk 5 "en yakın göğü yıldızlarla¹ süsledik. Şeytanlara atış taneleri yaptık"

Saffat 6 "en yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsledik."

Öncelikle her iki Ayette de, "yarattı yerleştirdi, yaptı" manasında olan "halaka=خلق" veya "ceale=جعل" fiili kullanılmamış; "süsledi" manasında olan "zeyyene=زين" fiili kullanılmıştır. Bu fiilin kullanılması, yıldızların en yakın gökte bulunduğunu değil, en yakın gökte öyle bir görüntü verdiğini gösteriyor. Bunu kur'an üzerinden ispat edebiliriz. 


Örneğin enam 43. Ayette "şeytan onlara yapmakta olduklarını süsledi" denir.

"süsledi" manasında "zeyyene =زين" fiili kullanılmıştır. 
 Halbuki yaptıkları şey güzel değil, şeytan onlara bu eylemi süsledi yani güzel gibi gösterdi. 

Bir benzeri olarak bakara 212. Ayette "dünya hayatı kafirlere süslendi" denir. 

"süslendi" manasında "zuyyine =زين" fiili kullanılmıştır. 
Yine "güzel gösterildi, aslen güzel olmadığı halde onlara süslendi" manasındadır. 
Aynı fiilin mülk 5 ve Saffat 6 ayetlerinde de kullanılması bu tezi doğruluyor. 

Eğer kur'an'ın yazarı, yıldızların en yakın gökte olduğunu zannediyor olsaydı, Nuh 15-16 ayetlerinde kullandığı gibi "ceale =جعل" fiilini kullanırdı. 
İlgili ayetlerde şöyle der :"Allah, yedi göğün içinde ay'ı bir nur yaptı. Güneşi bir ışık kaynağı yaptı" 
Mesela bu Ayette "yaptı, kıldı, seçti" derken "ceale= جعل" fiilini kullanmıştır. 
Bütün bunlar, ilgili ayetlerde yıldızların en yakın gökte bulunduğunu değil; yıldızların öyle bir görüntü verdiğini anlattığını gösteriyor. 

12-13. Yüzyıllarda yaşamış fizikçi, filozof ve müfessir olan Fahreddin Razi, ilgili ayeti aynen bize yakın bir şekilde yorumluyor. "gayb'ın anahtarları" isimli tefsirinde bu ayeti kendi döneminin kozmoloji anlayışına göre özetle şu şekilde yorumlar "

bu ifade, yıldızların en yakın gökte olduğuna delil olmaz. Göğün şeffaf olması nedeniyle yıldızlar ister uzak gökte isterse yakın gökte olsun, en yakın semada görünür." 
(kaynak : Fahreddin Razi, tefsiri kebir, mülk 5) 

Orjinal metin üzerinden kontrol edebilirsiniz;



Mealde iki Ayetin aynı gibi görünmesi sizi şaşırtmasın. Çünkü mülk 5. Ayette "lambalar" mânâsına gelen "mesabih= مصابيح" kelimesi kullanılmıştır. 
Kelimenin "lambalar" manasında olduğuna dair kaynaklara bakabilirsiniz (müfredat : صبح)
Mufredat, Türkçe çeviri (صبح) maddesi ;
Mufredat, orjinal Arapça metni altını çizdiğim kısım ;

Farklı bir sözlük 
Bu kelimeye "yıldız" manasını verenler olsa da, bu kelimenin Nur 35. Ayette "yıldız" manasında olan "kevkeb =كوكب" kelimesiyle birlikte gelmesi, aynı manada olmadığını gösteriyor. Ayete bakabilirsiniz:
"... Nurunun misali içinde bir kandil bulunan bir LAMBAYA. O LAMBA(Misbah =مصباح ) bir cam içindedir. O cam sanki bir YILDIZ gibi..." 

Saffat 6. Ayette ise "yıldızlar/gezegenler" mânâsına gelen "kevakib=كواكب" kelimesi kullanılmıştır. Dikkat edilirse mülk 5. Ayette "lambalar" için şeytanlara atıldığı söylenirken, Saffat 6. Ayette "yıldızlar" için böyle bir şey söylenmiyor. Peki bunun nedeni nedir? 

Yıldız kayması dediğimiz olay da kuyruklu yıldızlardan kopan parçalar atmosfere girerek yanmaya başlar. Atmosferde sanki yıldız kaymış gibi bir görüntü verir. Asırlar önce yaşayan bir insan doğal olarak kayan şeylerin yıldızlar olduğunu zanneder. 

Ancak kur'an özellikle yıldızlar manasında olan "kevakib=كواكب" veya "nucum=نجوم" kelimesini değil, "lambalar" manasında olan "mesabih =مصابيح" kelimesini kullanmıştır. İşte Ayette anlatılan ışıklar da bunlardır.
Bunu destekleyen ayetler de mevcuttur. 

Cin suresi 9 meali "(cin şöyle dedi) Şimdi ise kim gökte duymak istese, bir ateş topu buluyor" örneğin bu Ayette, mülk 5. Ayetteki lambaları, alev hüzmesi olarak açıklamış. 

Rahman 33-35 meali "... Gücünüz yetiyorsa, göklerin ve yerin sınırlarına nüfuz edin... Sonra sizi ALEV kovalar" bu Ayette aynı şekilde açıklamaktadır. 

Sadece kur'an'ın kelime ayrımına bakarak bile bu ayeti sıradan bir insanın yazmadığını ve ayette bir hata olmadığını görüyoruz. Sonuç olarak her iki iddia hata iddiası da geçersizdir. 


Hubeyb Öndeş 
#bir_sorgulayan_muslumanin_gozunden 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder